Bell Paralizisi
Bell Paralizisi
Bell Paralizisi Nedir?
Bell paralizisi, yüz sinirinin ani ve geçici felci ile karakterize edilen bir durumdur. Yüz sinirinin (fasyal sinir) inflamasyonu nedeniyle yüz kaslarının bir tarafında güçsüzlük veya felç görülür. 19. yüzyıl İngiliz göz doktoru Charles Bell’in adını taşıyan bu durum, genellikle genç ve orta yaş grubundaki bireylerde ortaya çıkar ve çoğunlukla kendi kendine iyileşir.
Bell paralizisi, tüm akut fasiyal paralizilerin 3/4'ünü oluşturmaktadır. Vakaların sadece onda birinde altta yatan bir neden bulunmuştur. Yani altta yatan neden çoğu zaman bulunamamaktadır.
Yıllık tahmini insidans 15-40/100.000 arasında değişmektedir. Cinsiyet ve ırk açısından herhangi bir fark yoktur. En sık 15-45 yaşları arasında görülmektedir. Bell paralizisi hastaları hastalığı geçirdikten sonra yaklaşık %10'u tekrarlamaktadır. Bell paralizisi görülen hastaların %25'inde aile öyküsü (yani ailedesinde bell paralizisi geçirmiş kişi) bulunmaktadır. Hastaların %80-85'i spontan yani kendiliğinden ve sekelsiz iyileşmektedir.
Bell Paralizisi Belirtileri
Bell paralizisinin belirtileri genellikle aniden başlar ve hastalığın başlangıcından itibaren birkaç saat ila birkaç gün içinde gelişir. Temel belirtiler şunlardır:
- Yüz Kaslarında Güçsüzlük: Yüzün bir tarafında, özellikle göz ve ağız çevresinde kas güçsüzlüğü veya felç görülür. Hastalar, affected (etkilenen) tarafındaki gözlerini kapamakta veya ağzını gülümsetmekte zorlanabilirler.
- Yüzde Asimetri: Yüzün bir tarafı diğerine göre asimetrik görünür. Bu durum, ağız köşesinin sarkması veya göz kapağının kapanmaması şeklinde olabilir.
- Ağrı ve Rahatsızlık: Bell paralizisinin başlangıcında bazen kulak çevresinde veya yüzün etkilenen bölgesinde hafif ağrı veya rahatsızlık olabilir.
- Tat Duyusunda Değişiklik: Etkilenen bölgede tat duyusunda geçici bir değişiklik veya kayıp yaşanabilir.
- Kuru Gözler veya Ağız: Yüz sinirinin felci, gözlerin yeterince kapanmamasına ve ağızda kuruluğa neden olabilir.
Bell Paralizisi Tanı Kriterleri
- Yüzün bir tarafındaki kasların tamamında paralizi ve parezi görülmesi
- Aniden başlaması
- Santral sinir sistemi, kulak veya serebellopontin açı hastalıkları ile ilgili herhangi bir bulgunun bulunmamasıdır.
Bell paralizisi tanısı genellikle klinik bulgulara dayanarak konur. Tanı koymak için:
- Fiziksel Muayene: Yüz kaslarının hareketliliği ve güçsüzlüğü değerlendirilir. Semptomlar aniden başlamış ve genellikle bir yüzün bir tarafında sınırlı ise Bell paralizisi olasılığı yüksek olabilir.
- Diğer Testler: Tanıyı doğrulamak ve diğer potansiyel nedenleri dışlamak için kan testleri, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi testler gerekebilir.
- Tek taraflı fasiyal ve platisma kaslarının hareketlerinde azalma,
- Alın ve ağız köşesinde sarkma,
- Göz ve ağız kapanmasında güçlük saptanır.
Bell paralizisinin tedavisi, genellikle semptomların hafifletilmesine ve iyileşme sürecinin hızlandırılmasına yöneliktir. Tedavi yöntemleri şunlardır:
- Kortikosteroidler: İltihaplanmayı azaltmak ve yüz sinirinin iyileşme sürecini hızlandırmak için sıklıkla kortikosteroidler reçete edilir. Tedavi genellikle belirtiler başladıktan sonra 72 saat içinde başlanmalıdır.
- Fizyoterapi: Yüz kaslarının güçlenmesini ve hareketliliğinin artırılmasını desteklemek amacıyla yüz egzersizleri ve fizyoterapi önerilebilir.
- Ağrı Yönetimi: Kulak çevresindeki ağrı ve rahatsızlık için ağrı kesiciler veya anti-inflamatuar ilaçlar kullanılabilir.
- Göz Bakımı: Etkilenen gözün kapanmaması durumunda, gözün korunması için yapay gözyaşı damlaları veya göz kapağı koruyucuları kullanılabilir.
- Tedavisiz takip: %80-85 spontan iyileşme
- IV metilprednizolon: 250mg
- Oral prednizolon: 1mg/kg (max 70mg)
- Antiviral tedavi
- H2 reseptör blokörleri - Proton pompa inhibitörü
- Yapay göz yaşı - Kapama - Merhem
- Egzersiz - Masaj
- Fizik tedavi
- Total paralizi,
- İleri yaş,
- Ağrı ve Ramsey Hunt Sendromunun olması,
- 3 hafta içinde iyileşmenin olmaması,
- Ek sistemik hastalıkların olması,
- Sekonder fasiyal sinir paraliziye yol açan durumların olması,
- Kas aktivasyon potansiyelinde %50'den fazla azalma olması
Hiç yorum yok